Robotik Cerrahi

Robotik cerrahi, kanser tedavilerinde tüm dünyada uygulanan en yüksek teknolojili cerrahi tedavi prosedürüdür.

Böbrek kanseri, prostat kanseri ve mesane kanseri gibi kanser vakalarının tedavisinde yüksek başarı oranlarını sunan robotik cerrahi, uzmanlık ve tecrübe gerektiren bir tedavi yöntemidir.

Robot Yardımlı Cerrahinin Geçmişi

1980’lerde, yaralı askerleri uzaktan kumandalı telerobotlarla tedavi etmek amacıyla Amerikan ordusu için cerrahi robotlar geliştirildi. 1995 yılında, sivil kullanım alanında prototiplerin geliştirilmesi için Intuitive Surgical isimli bir şirket kuruldu. 1999’da robot yardımlı laparoskopik cerrahi için ilk da Vinci® sistemi piyasaya sunuldu. Prostatın robot yardımlı çıkarılması işlemi ilk kez 2001 yılında Frankfurt’ta gerçekleştirildi. Günümüzde bu operasyon robotik cerrahide standart müdahalelerden biridir.

Da Vinci robotik cerrahi sistemi, işlemi kendisi yapamadığı için gerçek bir robot değildir. Robotik sistem derken, cerrahın hareketlerini aletlere hassas ve sarsmadan ileten robot destekli bir sistemden bahsediyoruz.

Prof. Dr. Emre Huri, Ankara'da genel üroloji, fonksiyonel üroloji, nöroüroloji ve kadın ürolojisi tedavileri sunan öncü bir klinik olarak hizmet vermektedir.

Robotik Cerrahi Kullanımı

Robotik cerrahide amaç, minimal invaziv laparoskopik müdahaleleri kolaylaştırmak ve tedavinin etkinliğini artırmaktır.

Robotik cerrahi sayesinde, laparoskopik cerrahi daha da geliştirilir ve teknik olarak iyileştirilmiş olur. Robotik cerrahi sistemi, bir 3D kamera sistemi ve insan elininkiyle karşılaştırılabilir gelişmiş hareket kabiliyetine sahip ergonomik olarak kontrol edilebilir aletler içerir. Bu, minimal invaziv operasyonların en yüksek hassasiyet ve doku koruması ile gerçekleştirilmesini sağlar.

Robotik Cerrahi Faydaları

Robotik cerrahinin prensibi basittir: Bir operasyon ne kadar doğru yapılırsa ve çevredeki doku ne kadar az etkilenirse, hastanın iyileşmesi o kadar hızlı olur. Operatör tarafından kontrol edilen cerrahi robot, operasyonlar sırasında bu doğruluk seviyesinin elde edilmesine yardımcı olur. Robot “kendi başına” çalışmaz.

Robotlarla gerçekleştirilen operasyonlar minimal düzeyde invazivdir ve bu nedenle naziktir. Hastalar genellikle ne işlem sırasında ne de sonrasında kan kaybı yaşamazlar. Genellikle çok hızlı ve komplikasyonsuz iyileşen küçük yara izleri (yaklaşık 1 cm büyüklüğünde 5 yara izi) vardır. Ağrı da daha az sıklıkla görülür. Bu nazik cerrahi prosedür ayrıca tüm nekahet döneminin süresini kısaltır, böylece hasta klasik karın cerrahisi veya laparoskopiden daha kısa sürede günlük hayatına dönebilir.

Bir robotik programın başarısı, kullanıldığı müdahalelere bağlıdır. Bir robot, olağan laparoskopi ile gerçekleştirilebilecek operasyonlar için uygun değildir, ancak hasta ve cerrah için esas olarak klinik bir avantaj sağladığında hedefe yönelik bir şekilde kullanılır.